Ocak ayı, ülkemizin aydınlık yüzleri olan iki büyük ismi, Uğur Mumcu ve Gaffar Okan’ı bizden alan karanlığın, hafızalarımızda her yıl tazelenen acısıyla buluştuğumuz bir aydır. Bu iki isim, farklı alanlarda topluma hizmet etmiş olsa da ortak noktaları; adaleti, vicdanı ve halkın huzurunu her şeyin üzerinde tutmalarıydı.
Uğur Mumcu: Kalemini Adalet İçin Kullanan Bir Aydın
Uğur Mumcu, gerçekleri ortaya çıkarma uğruna kalemini kılıç gibi kullanan bir gazeteci, bir aydındı. Onun cesur yazıları ve araştırmacı kimliği, yalnızca halkı aydınlatmayı değil, aynı zamanda güçlülerin oyunlarını bozmayı hedefliyordu. Uğur Mumcu’nun suikast sonucu aramızdan ayrıldığı 24 Ocak 1993 günü, yalnızca bir insanı değil, gerçeğin peşinde koşan bir mücadeleyi kaybettik. Ancak onun şu sözleri hâlâ kulaklarımızda yankılanıyor: “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.”
Mumcu’nun ölümü, toplumda adalet arayışını daha da güçlendiren bir kıvılcım oldu. Onun bıraktığı miras, dürüst gazetecilikten ödün vermeyenlerin yolunu aydınlatmaya devam ediyor. Bugün adını anarken, onun cesaretine ve gerçeklere adanmış yaşamına olan minnettarlığımızı ifade ediyoruz.
Gaffar Okan: Halkın Güvenliği İçin Kendini Feda Eden Bir Polis
Gaffar Okan, görev yaptığı her yerde halkın sevgisini kazanan, adaleti ve huzuru tesis etmek için yorulmaksızın çalışan bir emniyet müdürüydü. Diyarbakır’da görev yaptığı dönemde, halkla kurduğu sıcak bağ, “halka hizmet” anlayışının ne kadar samimi bir şekilde uygulanabileceğinin en güzel örneklerinden biriydi. 24 Ocak 2001’de hain bir saldırıda şehit edildiğinde, yalnızca bir emniyet müdürünü değil, halkın umudunu ve güvenini de hedef aldılar.
Gaffar Okan’ın geride bıraktığı miras, görev aşkı ve halkın gönlünde edindiği yerle yaşamaya devam ediyor. Onun adı, bugün bile adalet ve hizmet denildiğinde Diyarbakır’da saygıyla anılıyor. Okan, adaletin yalnızca bir kavram değil, halkla el ele inşa edilen bir değer olduğunu gösterdi.
Unutmayacağız, Unutturmayacağız
Uğur Mumcu ve Gaffar Okan, her biri kendi alanında adaleti, halkı ve vatanı her şeyin üzerinde tutan cesur insanlardı. Onları katleden karanlık güçler, aslında halkın aydınlanmasını ve huzurunu hedef almışlardı. Ancak unuttukları bir şey vardı: Mumcu’nun kalemi ve Okan’ın halk sevgisi, öldürülemez. Onlar bedenen aramızdan ayrılmış olsalar da bıraktıkları değerler, gelecek nesiller için birer meşale olarak yanmaya devam ediyor.
Bugün, onların ölüm yıldönümlerinde bir kez daha söz veriyoruz: Bu ülkenin cesur yüreklerini unutturmayacak, adaletin ve gerçeğin peşinden gitmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Onlara duyduğumuz minnet, bize mücadele gücü, cesaretleri ise karanlığa karşı durma azmi veriyor.
Uğur Mumcu ve Gaffar Okan, ışığınız hep yolumuzu aydınlatacak…