Günlerdir meydanlarda, sokaklarda, sosyal medyada yankılanan tek bir ses var: “Hak, hukuk, adalet!” Basın sansürleniyor, televizyon kanalları karartılıyor, sosyal medya platformları daraltılıyor, iletişim engelleniyor... Ama olmuyor, olmayacak! Halk artık uyandı, gençler, kadınlar, erkekler el ele vererek meydanları doldurmaya devam ediyor. Halkın iradesini bastırmaya çalışanların çabaları boşa çıkıyor. İktidarın, kamuoyunun ilgisini farklı yönlere çekme stratejisi çerçevesinde bayram tatilini birdenbire dokuz güne çıkarması bile bu gerçeği değiştiremiyor. İstanbul’da Saraçhane’den Maltepe’ye, Bursa’dan Ankara’ya, İzmir’den Mersin’e, Trabzon’dan Rize’ye, Antalya’ya kadar bir insan seli akıyor. Ülke sınırlarını aşan bu hareketin sesi artık yurtdışına da ulaşıyor. İktidar her türlü aracı kullanarak bu yükselen dalgayı durdurmaya çalışsa da toplum, iradesine sahip çıkmaya kararlı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu hakkında ortaya atılan asılsız diploma iddiaları ve olası hukuksuz yargılamalar bile halkın kararlılığını kırmaya yetmiyor. Çünkü artık herkes biliyor ki bu sadece İmamoğlu’nun değil, Türkiye’nin demokrasi mücadelesidir. Sadece meydanlarda olmak yetmez; bu mücadele mahalle mahalle, ev ev, kahvehane kahvehane anlatılmalı. İnsanların karşılaştıkları hukuksuzlukları bilmeleri sağlanmalı. Herkesin konuşması, paylaşması ve direnmesi gerekiyor. CHP içinde bu eylemlere katılmayan yöneticiler belirlenmeli ve kendilerine sorumluluklarını hatırlatan sert bir uyarı yapılmalıdır. Eylemler, yalnızca partililere değil, tüm halka açık şekilde örgütlenmeli, parti fark etmeksizin herkes bu direnişte yalnız bırakılmamalıdır. Çünkü bu, bir parti meselesi değil, bir memleket meselesidir. İktidarın otoriterleşme çabalarına karşı Türkiye’nin dört bir yanında yükselen bu sesi daha da gür çıkarmak için örgütlü, disiplinli ve bilinçli hareket edilmelidir. Türkiye, artık kararını verdi. Tek adam rejimine, hukuksuzluğa, baskıya, sansüre boyun eğmeyecek! Hak, hukuk ve adalet isteyen milyonlar, yılmadan, bıkmadan, yorulmadan bu mücadeleyi sürdürecek. Bu mücadelede her bireyin sorumluluğu var. Kimi meydanlarda, kimi sosyal medyada, kimi kahve köşelerinde, kimi yazılarında bu sesi duyuracak. Unutulmamalıdır ki, hiçbir baskı sonsuza kadar sürmez. Haklı olanın sesi, eninde sonunda galip gelir! Türkiye’nin vicdanı uyanıyor. Adalet mutlaka kazanacak!