Günümüzde toplumun içindeki farklı sesleri bastırmak, ötekileştirmek ve derinleştirilmiş kutuplaşmalarla toplumu yönetmek, giderek yaygınlaşan bir alışkanlık haline geldi. Bazı kesimler, halkı ayrıştırarak ve onları kutuplara bölerek kontrol altında tutmayı hedefliyor. Ancak gerçek devrimcilik, bu bağnaz yöntemlerle değil; yapıcı çözümlerle, toplumun birliğini sağlayacak eylemlerle kendini gösterir. Vicdanı çürümüş, içsel muhalefeti yok sayan bir anlayış, ne toplumu ne de adalet duygusunu besleyebilir. Devrimci, toplumu bölmek yerine, halk yararına çözümler üreterek birleştirmeyi amaçlayan kişidir.
Bir devrimcinin asıl görevi, toplumun farklı seslerine kulak vermek ve içsel farklılıklardan faydalanarak ortak bir dayanışma zemini kurmaktır. Dedikodu, boş konuşma ve kaos üzerinden sağlanmaya çalışılan güç, sadece sahte bir otorite yaratır. Gerçek devrimcilik, yalnızca sözde kalan eleştirilerle değil; inançlı, bilinçli ve kararlı eylemlerle yapılır. Devrimci, sadece var olan sorunları dile getirmekle yetinmez; sorunların derin köklerini keşfeder ve bu köklere yönelik kalıcı çözümler üretir.
Bağnazca bir yönetim anlayışı, toplumun içine ayrılık tohumları serperken, devrimci kişi bu tohumları ayıklayarak ortak bir paydada birleşmeyi hedefler. Gerçek bir devrimci, vicdanın çürümesine, ötekileştirici söylemlerin hakimiyet kurmasına asla izin vermez. Toplumdaki her bireyi, her farklı sesi değerli bulur ve onların katkısını önemser. Halkın geleceğini aydınlatmanın yolu, toplumu ayrıştırmaktan değil; ortak bir değer yaratmaktan geçer.
Devrimci, toplumun tüm seslerini bir araya getirerek barışı ve adaleti sağlama yolunda ilerler. Onun asıl düşmanı, kendi halkı ya da karşıt görüşte olanlar değil, bağnazlığın ve kutuplaşmanın yarattığı karanlıktır. İyi bir devrimci, her fırsatta çözümler üretir; insanları faydalı işlerde birleştirir, halkın yararına adımlar atar. Eğer bir toplum geleceğe umutla bakacaksa, bu ancak devrimcinin açtığı yapıcı yolda mümkün olacaktır.
Bize ihtiyacımız olan, ötekileştirmeyi değil; toplum için çözüm üreten, vicdanını çürütmeden halkın yanında saf tutan gerçek devrimcilerdir. Çünkü devrimcilik, insanları bölmek değil, birleştirmek sanatıdır.