Sayın cumhurbaşkanım, çok değerli devlet büyüklerim. Sizlerin devlet yönetiminde aklı ve liyakati esas alarak Türk milletinin hak ettiği şekilde istikbalini sağlamak gibi bir görevinizin olduğunu düşünüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının anayasal hakları vardır. Bu haklar anasayal güvence altına alınmıştır. Anayasal güvence altına alınan bu haklar; kişi hakları, siyasi haklar ve ödevler, sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler gibi haklardır. Yine bazı haklar vardır doğumla başlar ölümle biter. Evrenseldir. Dünyanın her yerinde geçerlidir.
…
Her devlet düzenlediği anayasa ve yasalarla “insan haklarını” güvence altına almak zorundadır.
Gelinen noktada vatandaş olarak bizlere reva görülen bazı uygulamalardan duyduğumuz rahatsızlıkları sizlere duyurmak bir vatandaşlık görevi olduğu inancıyla bu serzeniş dolu yazıyı kaleme aldım.
Başta siz Sayın Cumhurbaşkanım ve devletin yönetim kademelerinde görev alan yöneticilerimiz sizlere yönetsel görevi veren halkı lütfen unutmayın. Türkiye Cumhuriyetinin laik, sosyal hukuk devleti ilkelerinden ayrılmadığınızı düşünüyor ve umuyorum. Ülkemiz, kanun devleti değil bir hukuk devletidir. Ödediğimiz vergilerin adaletli bir şekilde yine vergiyi ödeyen köylünün, esnafın, memurun, işçinin, emeklinin bir fiil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının refahı için kullanılmasını arzu ediyoruz. Bu kesimlerin yoksulluk, sefalet içinde yaşamasına yol açacak şekilde değilde sosyal, kültürel ve refahı için doğru yerde ve adalet duygusu ile kullanıldığını görmek istiyoruz. Birilerine peşkeş çekilmesini, toplumun vicdanını acıtacak şekilde yeraltı ve yerüstü doğal kaynaklarımızı, ormanlarımızı madencilerin talanına, aç gözlülüğüne kurban edilmediğini görmek istiyoruz.
Doğal kaynaklarımız bizlerin gelecek nesillere bırakacağımız miras olduğunu gözardı edilmediğini görmek istiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti anayasasının 10. Maddesi eşitlik ilkesinin koruma altına alındığı temel hükümdür. Bu madde; “herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrıma gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” Şeklindedir.
Yine anayasanın 49. Maddesine göre “çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır.” Şeklindedir.
Günümüzde emeklilerin maaşlarıyla ilgili iyileştirme çalışmaları yapılırken alınan kararlar bizleri üzmüştür. Burada emekliler çalışan/çalışmayan şeklinde ayrılmıştır. Hak ihlalleri olmuştur. Bu ve benzer yasal düzenlemelerden/iyileştirme adı altında yapılan uygulamalardan vazgeçilmesi adaletli ve hakkaniyetli bir düzenleme yapılmasını arzu ediyor.
Sağlık ve afiyetler diliyorum.
Saygılarımla,
İsmet OKAR.