DEM Parti'den süreç tepkisi: Çok daha iç karartıcı bir tabloyla karşı karşıyayız
DEM Parti'den süreç tepkisi: Çok daha iç karartıcı bir tabloyla karşı karşıyayız
DEM Parti'den süreç tepkisi: Çok daha iç karartıcı bir tabloyla karşı karşıyayız
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklama yaptı.
Hatimoğulları, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın örgüte yaptığı fesih çağrısıyla devam eden "süreç"te gelinen noktayla ilgili tepkisini şöyle dile getirdi:
"27 Şubat'ta Sayın Öcalan'ın yaptığı çağrıdan bu yana ne yazık ki Türkiye'de demokrasi adına bırakın olumlu bir adımın atılmasını çok daha iç karartıcı bir tabloyla karşı karşıyayız
Tarihi çağrı bir metinden ibaret değildi. Çağrı Türkiye'de yaşayan 85 milyon yurttaşımızın adil, demokratik bir toplum içinde yapılması için yapılmış bir çağrıdır. Ama iktidar bu çağrının ruhunu yok saydıkça, gereğini yapmadıkça ülkede demokratikleşmenin yolu açılamaz.
Bu tıkanıklığın patlak verdiği son olayları hatırlayacak olursak; birisi HDK'ye ve kent uzlaşısına dönük operasyon, diğeri 19 Mart sürecidir."
EYLEMLERDEKİ POLİS ŞİDDETİNE TEPKİ
"19 Mart'tan bu yana Türkiye halklarının sesi sıradan bir tepki değildi, sadece bir şahsın özgürlüğü için değildi. Bu tepkiler özgür bir yaşamı talep etmek için ortaya çıktı. Gençler, öğrenciler her bir ağızdan bağıyor: 'Bu ülke bizim'. Direnen gençlere selam ve sevgilerimizi iletiyoruz.
İktidarsa yükselen sesleri duymazdan gelerek baskılarını artıyor. Öğrencilere sokak ortasında işkence yapıyor. O gençlere vuran polislerin her birine 10 bin TL ödül verdiler. İşkenceye prim vererek iç barış sağlanamaz aksine zarar verir."
'PROJE OKUL' ÇAĞRISI
İktidar, tüm bunlara ek olarak eğitim alanında da baskı politikalarına devam ediyor. Proje okullarında görev yapan öğretmenlere yönelik siyasi saiklerle yürütülen tasfiyeler açıkça bir operasyon niteliği taşıyor.
Buradan Milli Eğitim Bakanı’na sesleniyoruz: Öğretmen atamaları, yönetici görevlendirmeleri ve tayinler şeffaf, denetlenebilir ve liyakate dayalı olmalıdır.
Öğretmenleri hedef alan bu tasfiyeler yalnızca öğretmenlere değil, aynı zamanda bilimsel eğitime ve Türkiye’nin demokratik geleceğine yöneltilmiş bir saldırıdır. Bu uygulamalardan derhal vazgeçin.
Bu açık hukuksuzluk karşısında direnen öğretmenlerin ve onların yanında duran öğrencilerin yanındayız.
'SURİYE' TEPKİSİ
Hatimoğulları, HTŞ yönetimindeki Suriye'de yaşananlarla ilgili de şunları söyledi:
"Suriye’de de halklar ve inançlar dışlanıyor. Geçici hükümet kuruldu, 5 yıllık geçiş anayasası hazırlandı; ancak bu yapılar içinde Kürtler, Aleviler ve diğer inanç grupları yer almıyor. Alevilere dönük katliam ve şiddet politikaları devam ediyor. Ortadoğu halkları inkâr, baskı ve şiddet politikalarından yoruldu. Artık bu bölge barış istiyor. Demokratik bir dönüşüm talep ediyor.
Baskıcı rejimlerin önünde iki seçenek var: Ya halkların taleplerini dikkate alacaklar ya da krizlerle boğuşmaya devam edecekler. Demokrasi ve iç barış tesis edilmeden dış müdahalelerin önü alınamaz."
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.