Atanamaya Öğretmenlerimize
‘İnsan;
İnsanın eseridir’.
Her ne kadar, aydınlanma çağı düşünürlerinden İngiliz Filozof Thomes Hobbes “Homo Homini Lupus” Türkçe karşılığıyla, “insan insanın kurdudur” demiş olsa da
Aydınlanma meşalesini Baş Öğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten alan bizim öğretmenlerimiz bu sözün aksine “insan insanın eseridir” felsefesiyle yarınlarımızı aydınlatmaya devam ediyor.
Aydınlık yarınlarımızın, aydın yürekli, bilim odaklı gençlerimizi yetiştirmeye hala(!) devam ediyor.
Atanamayan binlerce öğretmenimiz varken,
Kendilerinden esirgenen o meşaleyi yakabilmenin umuduyla, yılmadan, yorulmadan sabırla bekliyor.
Ya da bekletiliyor!..
Çünkü okul yok,
Köylerde okul yok!..
Bir çok şehir de bu yokluktan nasipli gibi!..
Okul yoksa, öğretmen de yok, öğretmen yoksa öğrenci de yok, okul yok, öğrenci yok, o halde atama da yok…
“Maarif olmasaymış, eğitim çok kolay olabilirmiş herhalde”
deniliyormuş gibi sanki!.
Öğrenci-Öğretmen buluşmaları
Öğrenci-okul buluşmaları taşımalı sistem kervanıyla hasrete havale gibi.
Öğrenci yorgun, atanamayan öğretmen yorgun.
Öğretmen öğrenciye, okula hasret, öğrenci köyünde okula öğretmene hasret. öğrenciye hasret.
Okul öğrenciye, öğretmene hasret.
Yine aydınlanma çağı Fransız düşünür ve toplumbilimci Jean Jacques Rousseau, söz konusu eser yaratan öğretmenler için önemli bir tespitte bulunuyor;
“Vardığım kanaat odur ki; Öğretmenin öğrettiğini bilenler, bilim yapıyor”. Hemen ardından da mizahi bir eleştiride bulunuyor.
Rousseau Diyor ki ; “Öğretmen öğrettiklerini öğrenemeyenler, bilmeyenler de politika yapıyor!..
Bilmeyenlerimiz yoktur sanırım.
“Fareler ve insanlar”
En az 3 kez okumuşumdur.
Yazarı John Steinbeck, Fareler ve İnsanlar eserinde, eğitim konusuna önemli göndermeler yapıyor.
Belki ve hatta, en önemli göndermeyi ise günümüzde siyaset yapan herkes için yapıyor.
Ve… John Steinbeck diyor ki;
“Öğretmen ihmal edildiğinde o ülke intihar ediyor demektir”
(Kıta Avrupası ülkeleri eğitime öğretmene böyle bakıyor.)
Adeta çığlık atarcasına beynimizi kemiren bu uyarıyı kulak ardı edenlere de hepimiz yeni çığlıklar atmamız gerekmez mi.?
Öğretmen okulsuz, okul öğretmensiz!..
Hepsi önemli elbette.
Özümüzden olan çok daha önemli.
Baş Öğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü dinleyelim.
“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir”.
Demek ki, eğitim, ulus devletlerin şah damarı.
Herkese ve hepimize emanet ve görev.
Baş öğretmen, Atatürk, asıl görevi gençliği emanet ettiği öğretmenlere havale ediyor.
“Öğretmenler Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ister”
Ama yetmez, diyor Baş Öğretmen.
Nasıl mı?... “Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır”
Atatürk Düşünce Sistemi içerisinde onun önümüze koyduğu hedef ve Vizyona ki başta ve öncelikle “çağdaş uygarlık seviyesine (muasır medeniyetler seviyesi) ulaşılmak isteniyorsa, işe eğitimden başlanılmalı.
Başa dönersek…
Evet, insan insanın eseridir.
Ve… o muhteşem eser elbette eğitimle mümkündür ve bu eser öğretmenlerindir.
Öğretmen insan mühendisi ve toplum mimarıdır.
İnsan yetiştirme düzenimizin ustası,
ustalığımızın aklıdır.
Aklımızın tarihsel hafızası, geleceğimizin tecrübe havuzu.
Ve…insan yetiştirme düzenimiz "insan odaklı" değilse bilinmeli ki toplum olarak geleceğimiz de olmaz.
Olsa dahi o gelecekte insanı bulamayabiliriz.
O gelecek, aydınlık ve müreffeh de olmayabilir.
O halde,
"Her şeyin başı eğitim" doğru ve önemli olan da bu.
"Eğitimin başı" da kuşkusuz ki öğretmendir.
* * *
Başta öğretmen olmak üzere;
Mimarı,
mühendisi,
doktoru,
memuru,
işçiyi,
ameleyi,
iş yapanı,
işsiz kalanı,
işvereni,
Yetiştiren öğretmendir.
* * *
Cumhuriyeti,
Demokrasiyi,
Adaleti;
"Hak yemeden ve hakkını yedirmeden yaşamayı"
Öğreten de öğretmen değil midir?
seçmeyi,
seçilmeyi,
yönetmeyi,
yönetilmeyi,
siyasetçiyi,
idareciyi,
yöneticiyi,
başkanı,
başbakanı,
bakanı,
vekili,
Hatta ve mutlaka;
Cumhurbaşkanını (ki bu çok önemli yasa emridir!)
Eğiten, öğreten ve yetiştiren de öğretmen değil mi?
* * *
Esnafı,
çiftçiyi
çobanı,
Kısacası,
seni
beni,
bizi,
Yani hepimizi, herkesi
Öğretmen yetiştirmedi mi?
* * *
Toplumu iyiye, güzele, doğruya yönelten yarının aydın gençlerini yetiştiren, o dur.
Cehaletin,
karanlığın,
aymazlığın,
yobazlığın,
karşısında dik duran, aydınlık meşalesidir, öğretmen.
Yılmadan,
yorulmadan
yakınmadan
yıkılmadan
bilginin ve aydınlığın mücadelesini veren öğretmendir.
Yurdun en uç köşelerine, köylerine, mezralarına, kasabalarına, şehirlerine,
koşa koşa seve seve gidenlerdir onlar.
Gittikleri her yerde; İlk ışığı yakan, ilk aydınlık meşalesini tutuşturan, cehalete karşı ilk kurtuluş bayrağını açan da yine öğretmenlerdir.
Bu gün 24 Kasım.
(Bağışlayın; güzel günler göreceğiz demenin ötesine geçemediğimiz için )
Gününüz kutlu olsun elleri öpülesi öğretmenlerimiz.