Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

İMAMOĞLU BEN, ÜNİVERSİTEDEKİ ARKADAŞLARIMI ÇAĞIRSAM, MİTİNG YAPARIM AMA ADAMIN BİRİSİ, TAVLA OYNAYACAK ADAM BULAMAZ

Gündem 26.02.2025 - 09:22, Güncelleme: 26.02.2025 - 09:22
 

İMAMOĞLU BEN, ÜNİVERSİTEDEKİ ARKADAŞLARIMI ÇAĞIRSAM, MİTİNG YAPARIM AMA ADAMIN BİRİSİ, TAVLA OYNAYACAK ADAM BULAMAZ

İMAMOĞLU BEN, ÜNİVERSİTEDEKİ ARKADAŞLARIMI ÇAĞIRSAM, MİTİNG YAPARIM AMA ADAMIN BİRİSİ, TAVLA OYNAYACAK ADAM BULAMAZ
TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ABB Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte, hukuksuz bir biçimde cezaevine tutulan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın Gönül Özdağ’ı Ankara Çankaya’daki evinde ziyaret etti. 90 yaşında bir hukukçu olan anne Özdağ, İmamoğlu ve Yavaş’a, “Sizlerden Türkiye adına tek bir isteğim var: Bir araya gelin, birlik olun, akıl ile bilim ile barış içinde, sağlıklı bir demokrasi için yürütmenin, yargının, yasamanın, bağımsız olduğu ve birbirini denetlediği bir sistem içinde, demokratik, laik, tam bağımsız Türkiye için çalışın” tavsiyesinde bulundu. İmamoğlu ve Yavaş, bu tavsiyeye, “Söz veriyoruz anneciğim, söz veriyoruz. Hiç endişeniz olmasın. Biz, her türlü bir aradayız. Hiç endişeniz olmasın” yanıtını verdi.  İmamoğlu, gazetecilerin, hakkında başlatılan “diploma” soruşturmasıyla ilgili sorusuna, “Bu yalanı, bu iftirayı defalarca yazan, çizen ve bunu gündeme taşıyan insanlarla ilgili de en üst seviyede dava sürecini başlatacağımı da buradan ifade etmek isterim” dedi. Söz konusu asılsız iddiaları öne süren isimlerin, davet edilmelerine rağmen, avukatlarının düzenlediği basın toplantısına katılmadığı bilgisini paylaşan İmamoğlu, “En başta inançlı insanlarız. Yaradan'a sığınarak, yani inancımıza mahcup olmamak, aileye mahcup olmamak gibi bir süreçle yorulmuş hayatımız var. Üniversiteden de çok arkadaşlarım var. Ben, üniversitedeki arkadaşlarımı çağırsam, miting yaparım. Ama adamın birisi, tavla oynayacak adam bulamaz. Yani tavla da biliyor mu bilmem. Çünkü üniversite okuyanlar, öyle ya da böyle ucundan da olsa tavla bilir. Bu kadar söyleyeceğim. Allah akıl versin, bu süreci yöneten ya da bu süreci taşıyan herkese” diye konuştu.  ÇANKAYA / ANKARA  Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, hukuksuz bir biçimde cezaevine tutulan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın 90 yaşındaki hukukçu annesi Gönül Özdağ’ı ve aile fertlerini Ankara Çankaya’daki evinde ziyaret etti. Ziyarette İmamoğlu ve Yavaş’a, Zafer Partisi Genel Başkan vekili Prof. Dr. Mehmet Ali Şehirlioğlu ve CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol da eşlik etti.  HUKUKÇU ANNEDEN İMAMOĞLU VE YAVAŞ’A: “KENDİMLE KALDIĞIM ZAMAN, HEP SİZLERLE KONUŞUYORUM” Anne Gönül Özdağ, kendisine geçmiş olsun taleplerini ileten İmamoğlu’nu, “Size de geçmiş olsun. Olacak mı” şeklinde yanıtladı. İmamoğlu da anne Özdağ’a, “Olacak, olacak anneciğim. Doğru, doğru kalır inşallah. Allah buluştursun, kavuştursun hızlıca inşallah” yanıtını verdi. Özdağ ve Silivri’de tutulan belediye başkanları, gazeteciler ve Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman ile görüşme talebine izin verilmediğini anne Özdağ ile paylaşan İmamoğlu, “10 aydır bize izin vermiyorlar. Sonra ben dedim ki, bari annemize gidip, geçmiş olsun diyelim istedik. Sağ olsun Mansur Başkanımız da bizi yalnız bırakmadı. Birlikte ziyaret edelim dedik, sağ olsun” dedi. Anne Özdağ da duygularını, “Kendimle kaldığım zaman, hep sizlerle konuşuyorum. Hilal diyor ki, ‘Anne, yine ne konuşuyorsun’” sözleriyle dile getirdi. İmamoğlu, “annelik” kavramının gündeme geldiği buluşma, “Ben diyorum ki; bugünkü toplumda bazı insanların vicdanlarında tortu kalmışsa bile, hani o, anneden kalmıştır. İnşallah onu açığa çıkarırlar yani” şeklinde konuştu.    ÖZDAĞ’IN KIZ KARDEŞİ HİLAL ÖZDAĞ:“OĞLUNDAN ZİYADE, ÜLKE İÇİN ÜZÜLÜYOR” Özdağ’ın kız kardeşi Hilal Özdağ, babasının yazdığı bir kitabı İmamoğlu ve Yavaş’a hediye etti. Anne Özdağ’ın talebi üzerine kitabın bir sayfasını rastlantısal olarak açan İmamoğlu, Özdağ’ın kaleminden, “Türk inkılabının bugünü, Türkiye’nin durumu ve geleceği” başlığını okudu. İmamoğlu, Türkiye’nin bugününe dair tespitlerin olduğu kitabı teslim alarak, “Bakalım o günden bugünü nasıl görmüş kıymetli hocamız” dedi. Hilal Özdağ da annesinin TV’de gördüğü haberlere çok kızdığını ve sinirlendiğini belirterek, “Oğlundan ziyade, ülke için üzülüyor. Bizlere söylemek istediklerini, arka arkaya söylüyor. ‘Anne’ diyorum, ‘Tamam, gözünü seveyim.’ ‘O zaman, geçen sefer olduğu gibi, lütfen benim söylemek istediklerimi yaz kızım’ dedi. Eğer müsaadeniz olursa, zihninden geçenleri sizinle paylaşmak isterim” diye konuştu ve annesinin şu sözlerini aktardı:  ANNE ÖZDAĞ’IN KALEMİNDEN: “BİR AİLEDEN SİLİVRİ'YE BİR NÖBETÇİ YETER” “Evlatlarım; birkaç hafta önce, Ümit'i ziyaret için Silivri'ye gitmeden önce, bana, ‘Anne aman dikkatli konuş. Bak bir de 90 yaşındaki annemizi ziyaret için Silivri'ye gitmek zorunda kalmayalım’ dediler. Sonra, geçtiğimiz pazar günü, ‘Anne, salı günü Ekrem Başkan ve Mansur Başkan sana geçmiş olsun ziyaretine geleceklermiş. Aman anne, bu ziyaret basının daha da çok ilgisini çekecektir. Çok dikkatli konuşmak bak. Bir aileden Silivri'ye bir nöbetçi yeter’ dediler. ‘Hatta’ dediler, ‘Geçen seferki gibi düşündüklerini söyle, biz yazalım. Sen kontrol et. Yazılı bir metne bağlı kal ki, belagata kapılıp gitme Silivri'ye dek’ diye eklediler. Ben de dedim, ‘Evladım, emekli de olsa, hukukçuyum. Anayasanın 26. maddesi değişti mi? Düşüncelerimi, eleştirilerimi ifade edemez miyim?’ Dediler ki, ‘İfade edersin ama bunun bir bedeli olabilir. O bedel de Silivri'ye dek gitmene neden olabilir. Bizim zamanımızda ‘şaka gibi’ diye bir ifade yoktu. Ama şimdilerde var, öyle değil mi? Ve bu söylediklerim, gerçekten şaka, ama kötü bir şaka gibi değil mi?”  “SİZLERDEN TÜRKİYE ADINA TEK BİR İSTEĞİM VAR” “Ben, 1950’lilerin sonlarında İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okurken, Gazetecilik Enstitüsü’nün iki yıllık programından da mezun oldum. Ve o zamanın Vatan Gazetesi'nde, stajyer muhabir olarak çalıştım. Bağımsız yargı, bağımsız basının sağlıklı bir demokrasinin vazgeçilmez organları olduğunu bilirim. Demokrasinin organları, bağımsızlıklarını kaybettiklerinde, organ değil, araç haline gelirler. Neyse; en iyisi evlatlarımın uyarılarına kulak verip, daha fazla bir şey söylemeyelim. Sevgili Ekrem Başkan, Mansur Başkan, siz bana geçmiş olsun ziyaretine geldiniz, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Ama sizlere de geçmiş olsun. Ekrem Başkan, daha konuşmanız bitmemişti ki, hakkınızda soruşturma açıldı. Bildiğim kadarıyla yenileri de açılıyor. Aslında açılan soruşturmalara, hukuken bir tedbir olan tutuklamanın, cezalandırma aracına dönüştürülmüş olmasına bakınca, doğrusu bütün ülkeme geçmiş olsun. Sizlerden Türkiye adına tek bir isteğim var: Bir araya gelin, birlik olun, akıl ile bilim ile barış içinde, sağlıklı bir demokrasi için yürütmenin, yargının, yasamanın, bağımsız olduğu ve birbirini denetlediği bir sistem içinde, demokratik, laik, tam bağımsız Türkiye için çalışın.” İMAMOĞLU’NDAN ANNE ÖZDAĞ’A SÖZ: “BİZ, HER TÜRLÜ BİR ARADAYIZ, HİÇ ENDİŞENİZ OLMASIN” Bu satırlara, “Söz veriyoruz anneciğim, söz veriyoruz. Hiç endişeniz olmasın. Biz, her türlü bir aradayız. Hiç endişeniz olmasın” yanıtını veren İmamoğlu ve Yavaş, Özdağ’ın annesini ziyaretin ardından kameraların karşısına geçti. İlk değerlendirmeyi yapan Yavaş, “Daha önce ben, Ümit Özdağ'ı ziyaret imkanı bulmuştum. Bugün de evi ziyaret ederek, annesine de tekrar bir geçmiş olsun dedik. Hepinizin beklentisi hem de üstelik bir hukukçu olarak, tutukluluğu bir tedbir olması, delilleri karartma ihtimali olmaması nedeniyle mutlaka tahliye edilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bunların iktidara da zarar verdiğini düşünüyoruz. Haksız tutuklama olduğundan da şüphemiz yok. Bir an evvel kendisinin tahliye edilmesini hem ailesinin hem de partisinin başına geçmesini, ülke içinde kendi taleplerini, dileklerini bir an evvel toplumla diliyoruz. Ve kendisine buradan tekrar geçmiş olsun diyoruz” ifadelerini kullandı.  “YARGININ İKTİDARIN BİR ALETİ GİBİ HAREKET ETTİĞİ HUSUSLAR, HEPİMİZİN CANINI YAKMAKTA “Ne yazık ki haksız, hukuksuz yargılamaların, tutuklamaların, iddianamelerin gündemimizin ve günlerimizin normal akışının bir parçası günler, aylar yaşıyoruz” diyen İmamoğlu, “Çok üzücü. Memleketimizin çok derin sorunlarının olduğu bir dönemde; yargının siyasetin, iktidarın bir aleti gibi hareket ettiği hususlar, hepimizin canını yakmakta. Milletimizin huzurunu kaçırmakta. Elbette Türkiye'de bir siyasi partinin genel başkanın hukuksuz bir biçimde tutuklanması, sadece o siyasi partinin ya da genel başkan vekilinin ya da genel başkanının konusu değildir ve olamaz. Hepimizin konusudur. Çünkü bu, bir demokrasi ve hukuk sorunudur. Bu anlamda biz, elbette hem Ümit Özdağ'ın hem Zafer Partisi'nin yanındayız. Bu ülkede siyasetin özgür bir biçimde yapılması, ülkemizin kalkınması demektir” şeklinde konuştu.  “GÖRÜŞME TALEPLERİMİZE 1 YILDAN BERİ OLUMLU CEVAP ALAMADIK” Ziyaretle ilgili detayları basın mensuplarıyla paylaşan İmamoğlu, Ben de kendilerini Silivri'de ziyaret etme arzusunda oldum. Sadece onu değil, biliyorsunuz; belediye başkanlarımız var, basın mensubu dostlarımız var, benim çalışma arkadaşım Tayfun (Kahraman) var. Neredeyse bir yıla yakındır muhtelif kişilerle ilgili, muhtelif görüşme taleplerimize olumlu cevap alamadık. Tahmin ediyorum, Sayın Genel Başkan için de ya üç ya dört kez yazılı talep etmemize rağmen, bir dönüş alamadığımızı da ifade edeyim. Yine talep ettik yakın zamanda. Eğer görüşme talebimiz olumlu görünürse, hızlıca ziyaret edeceğiz. Bu hukuksuz uygulamanın da bence gereksiz uygulamanın da altını çizmek isterim. Umarım bir an önce özgürlüğüne kavuşur” dedi.  “DİPLOMA” SORUSUNA YANIT: “BU YALANI ATANLARA EN ÜST SEVİYEDE DAVA SÜRECİNİ BAŞLATACAĞIM” İmamoğlu ve Yavaş, gazetecilerin sorularını da Özdağ’ın annesinin evinin önünde yanıtladı. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu ile Yavaş’ın bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:  -    Sabah saatlerinde avukatlarınız, diplomaya ilişkin hukuki bir açıklama yaptılar. Hukuki yönden bir basın toplantısı yapıldı ama siz siyaseten neler söylemek istersiniz?  “Evet, işte trajikomik olaylardan biri daha, bir diploma meselesi üzerinden… Açıkçası bu yalanı, bu iftirayı defalarca yaza, çizen ve bunu gündeme taşıyan insanlarla ilgili de en üst seviyede dava sürecini başlatacağımı da buradan ifade etmek isterim. Ve bu yalanı, bu iftirayı yazan insanların da davet edilmelerine rağmen, farklı bahanelerle, bugün bu süreci dinlememelerini, tamamen kasıtlı, uydurma… Ki biliyorsunuz; ‘evrakta sahtecilik’ten başladılar, sonra işte ‘diploması yok’ dediler, ardından başka başka hususlar… Farklı gerekçelerle uydurma işler… O kadar enteresan ki; 35 sene önce, 19 yaşında birinin, bir üniversiteden başka bir üniversiteye geçişi, ki tek başına bir kişinin değil, o günün yönetmeliği, genelgesi üzerinden binlerce insanın geçiş yaptığı bir dönemde, bir kişinin diploması üzerinden siyasi menfaat elde etme çabası… Bana, ‘gel ifade ver’ diyen, hem de çete soruşturmalarını yapan savcılığın örgütlü suç alanına davet edilmemin utanç verici sürecini yaşıyoruz.” “PEKİ BUNUN MUHATABI KİMDİR?”   “Peki bunun muhatabı kimdir? O savcı mıdır? Değil. O gazeteciler midir? Değil. Bu da bugünün iktidarının, işte o az önce söylediğimiz, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü kirleten, lekeleyen tutum ve tavırlarının bir başka parçasıdır. Açıkçası, şükürler olsun ki, eğitim yaşamımız da çocukluğumuz da lise yaşamımız da iş yaşamımız da… Hep söylerim; anneme, babama, aileme, sonra bu milletimize… Her ortamda siyaset için de öyle söylüyorum… Tabii ki en başta inançlı insanlarız, Yaradan'a sığınarak, yani inancımıza mahcup olmamak, aileye mahcup olmamak gibi bir süreçle yorulmuş hayatımız var. Üniversiteden de çok arkadaşlarım var. Ben, üniversitedeki arkadaşlarımı çağırsam, miting yaparım. Ama adamın birisi, tavla oynayacak adam bulamaz. Yani tavla da biliyor mu bilmem. Çünkü üniversite okuyanlar, öyle ya da böyle ucundan da olsa tavla bilir. Bu kadar söyleyeceğim. Allah akıl versin, bu süreci yöneten ya da bu süreci taşıyan herkese.” “LÜTFÜ SAVAŞ” SORUSUNA YANIT: “NE KENDİSİNİ NE AÇTIĞI DAVAYI MUHATAP KABUL ETMEDİĞİM GİBİ, ONUNLA İLGİLİ HİÇBİR SORUYA DA CEVAP VERMEYECEĞİM” -    Bir yandan da kurultay soruşturması sürüyor. Bugün Lütfü Savaş da ifade verdi Ankara Adliyesi'nde. Peşinden hem sizin hem de Genel Başkanınız Özgür Özel hakkında bir suç duyurusunda bulundu. Haberiniz var mı? Neler söylemek istersiniz? “Makul seviyede hukukumuza, aile münasebeti kurduğumuz insanların bugünkü tutum ve tavırlarına, dönemsel, ruhsal anlamda sorgulanması gereken bir saha olarak bakıyorum. Aile ve o kurduğumuz ve içinde eşlerimiz, insanların olduğu bir diyalog ve ilişki zemininden ötürü ne kendisini ne açtığı davayı muhatap kabul etmediğim gibi, onunla ilgili hiçbir soruya da cevap vermeyeceğim.” “ÖN SEÇİM” SORUSUNA YANIT YAVAŞ: ASLA VE ASLA PARTİDE BÖLÜNMÜŞLÜK, AYRILIK VEYA BU TÜR FİTNELERE HİÇBİR ZAMAN MEYDAN VERMEYECEĞİZ İMAMOĞLU: “BU MEMLEKETİN İYİ OLMASI İÇİN ELİMİZDEN GELEN HER ŞEYİ YAPACAĞIZ” -    Sayın İmamoğlu ve Sayın Yavaş, ikinize de sormak istiyorum. Bu ön seçim tartışmasıyla birlikte bir tartışma olduğu, aranızda, aralarınızda fikir ayrılığı olduğu belirtildi. Sayın Yavaş, siz zaten İmamoğlu'yla görüştüğünüzü söylemiştiniz, “Bir bölünmüşlük içerisinde olmayacağız” demiştiniz. O görüşmeden sonra ilk defa bir araya geliyorsunuz. Bu tartışmalar için neler söylersiniz?  Yavaş: “İlk defa bir araya geliyoruz ama görüşmemize engel değil. İlle yan yana gelmemiz gerekmiyor. Ön seçim yapılacak. Biz de kendisine başarılar diliyoruz. Ama ben, katılmayacağımı söylemiştim. Bundan sonraki süreci hep beraber götüreceğiz. Ama daha önce de söylediğim gibi, asla ve asla partide bölünmüşlük, ayrılık veya bu tür fitnelere hiçbir zaman meydan vermeyeceğiz. İnşallah güzel günler hepimizi bekliyor. Bakalım ne olacak?” İmamoğlu: “Başkanım, bir aradayız zaten. Yani biz, bir arada oluruz. Yani şöyle söyleyeyim; defalarca Ankara'ya geldiğimde de zaten Başkanımızı ziyaret ettim. O da İstanbul'a geldiğinde arıyor, görüşüyoruz. Bizim bu kadar aslında demokrat bir ortamda siyaset yaptığımızın bir göstergesi. Yani fikir ayrılığı olması kadar doğal bir şey olamaz. Ama sonuçta bir partinin mensuplarıyız ve o partinin aldığı kararlar, sürece dair yol haritamızı çizer. Bundan sonra da iş birliği ve yol birliği içerisinde, Allah'ın izniyle, hani bizim memlekete dair bir davamız var. Hep beraber o dava üzerine yoğunlaşıyoruz. Bu memleketin iyi olması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Hiç kimsenin, başta Mansur Başkanımızın, bütün fertlerimizin partide, Genel Başkanımızın, hiç kimsenin bir bireysel menfaat üzerine değil, bireysel makam, mevki üzerine değil, millet menfaati ve ülkemizin geleceği üzerinden adımlar atıyoruz. Bu bağlamda her adımı, her süreci, her düşünceyi, her faaliyeti de birlikte konuşarak, birlikte yürüterek takip ediyoruz ve yürüteceğiz. Allah, yolumuzu açık etsin. Memleketimizin geleceği güzel olsun. Milletimizin geleceği güzel olsun. Özellikle de çocuklarımızın ve gençlerimizin umutları yüksek olsun. Baktığımız tek şey budur. Çok güzel bir Ankara günü. Biraz soğuk da olsa duygular çok sıcak. Açıkçası ben terlemeye başladım yani. Her şey çok güzel olacak.”  
İMAMOĞLU BEN, ÜNİVERSİTEDEKİ ARKADAŞLARIMI ÇAĞIRSAM, MİTİNG YAPARIM AMA ADAMIN BİRİSİ, TAVLA OYNAYACAK ADAM BULAMAZ

TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ABB Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte, hukuksuz bir biçimde cezaevine tutulan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın Gönül Özdağ’ı Ankara Çankaya’daki evinde ziyaret etti. 90 yaşında bir hukukçu olan anne Özdağ, İmamoğlu ve Yavaş’a, “Sizlerden Türkiye adına tek bir isteğim var: Bir araya gelin, birlik olun, akıl ile bilim ile barış içinde, sağlıklı bir demokrasi için yürütmenin, yargının, yasamanın, bağımsız olduğu ve birbirini denetlediği bir sistem içinde, demokratik, laik, tam bağımsız Türkiye için çalışın” tavsiyesinde bulundu. İmamoğlu ve Yavaş, bu tavsiyeye, “Söz veriyoruz anneciğim, söz veriyoruz. Hiç endişeniz olmasın. Biz, her türlü bir aradayız. Hiç endişeniz olmasın” yanıtını verdi. 

İmamoğlu, gazetecilerin, hakkında başlatılan “diploma” soruşturmasıyla ilgili sorusuna, “Bu yalanı, bu iftirayı defalarca yazan, çizen ve bunu gündeme taşıyan insanlarla ilgili de en üst seviyede dava sürecini başlatacağımı da buradan ifade etmek isterim” dedi. Söz konusu asılsız iddiaları öne süren isimlerin, davet edilmelerine rağmen, avukatlarının düzenlediği basın toplantısına katılmadığı bilgisini paylaşan İmamoğlu, “En başta inançlı insanlarız. Yaradan'a sığınarak, yani inancımıza mahcup olmamak, aileye mahcup olmamak gibi bir süreçle yorulmuş hayatımız var. Üniversiteden de çok arkadaşlarım var. Ben, üniversitedeki arkadaşlarımı çağırsam, miting yaparım. Ama adamın birisi, tavla oynayacak adam bulamaz. Yani tavla da biliyor mu bilmem. Çünkü üniversite okuyanlar, öyle ya da böyle ucundan da olsa tavla bilir. Bu kadar söyleyeceğim. Allah akıl versin, bu süreci yöneten ya da bu süreci taşıyan herkese” diye konuştu. 

ÇANKAYA / ANKARA 

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, hukuksuz bir biçimde cezaevine tutulan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın 90 yaşındaki hukukçu annesi Gönül Özdağ’ı ve aile fertlerini Ankara Çankaya’daki evinde ziyaret etti. Ziyarette İmamoğlu ve Yavaş’a, Zafer Partisi Genel Başkan vekili Prof. Dr. Mehmet Ali Şehirlioğlu ve CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol da eşlik etti. 

HUKUKÇU ANNEDEN İMAMOĞLU VE YAVAŞ’A: “KENDİMLE KALDIĞIM ZAMAN, HEP SİZLERLE KONUŞUYORUM”

Anne Gönül Özdağ, kendisine geçmiş olsun taleplerini ileten İmamoğlu’nu, “Size de geçmiş olsun. Olacak mı” şeklinde yanıtladı. İmamoğlu da anne Özdağ’a, “Olacak, olacak anneciğim. Doğru, doğru kalır inşallah. Allah buluştursun, kavuştursun hızlıca inşallah” yanıtını verdi. Özdağ ve Silivri’de tutulan belediye başkanları, gazeteciler ve Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman ile görüşme talebine izin verilmediğini anne Özdağ ile paylaşan İmamoğlu, “10 aydır bize izin vermiyorlar. Sonra ben dedim ki, bari annemize gidip, geçmiş olsun diyelim istedik. Sağ olsun Mansur Başkanımız da bizi yalnız bırakmadı. Birlikte ziyaret edelim dedik, sağ olsun” dedi. Anne Özdağ da duygularını, “Kendimle kaldığım zaman, hep sizlerle konuşuyorum. Hilal diyor ki, ‘Anne, yine ne konuşuyorsun’” sözleriyle dile getirdi. İmamoğlu, “annelik” kavramının gündeme geldiği buluşma, “Ben diyorum ki; bugünkü toplumda bazı insanların vicdanlarında tortu kalmışsa bile, hani o, anneden kalmıştır. İnşallah onu açığa çıkarırlar yani” şeklinde konuştu. 

 

ÖZDAĞ’IN KIZ KARDEŞİ HİLAL ÖZDAĞ:“OĞLUNDAN ZİYADE, ÜLKE İÇİN ÜZÜLÜYOR”

Özdağ’ın kız kardeşi Hilal Özdağ, babasının yazdığı bir kitabı İmamoğlu ve Yavaş’a hediye etti. Anne Özdağ’ın talebi üzerine kitabın bir sayfasını rastlantısal olarak açan İmamoğlu, Özdağ’ın kaleminden, “Türk inkılabının bugünü, Türkiye’nin durumu ve geleceği” başlığını okudu. İmamoğlu, Türkiye’nin bugününe dair tespitlerin olduğu kitabı teslim alarak, “Bakalım o günden bugünü nasıl görmüş kıymetli hocamız” dedi. Hilal Özdağ da annesinin TV’de gördüğü haberlere çok kızdığını ve sinirlendiğini belirterek, “Oğlundan ziyade, ülke için üzülüyor. Bizlere söylemek istediklerini, arka arkaya söylüyor. ‘Anne’ diyorum, ‘Tamam, gözünü seveyim.’ ‘O zaman, geçen sefer olduğu gibi, lütfen benim söylemek istediklerimi yaz kızım’ dedi. Eğer müsaadeniz olursa, zihninden geçenleri sizinle paylaşmak isterim” diye konuştu ve annesinin şu sözlerini aktardı: 

ANNE ÖZDAĞ’IN KALEMİNDEN: “BİR AİLEDEN SİLİVRİ'YE BİR NÖBETÇİ YETER”

“Evlatlarım; birkaç hafta önce, Ümit'i ziyaret için Silivri'ye gitmeden önce, bana, ‘Anne aman dikkatli konuş. Bak bir de 90 yaşındaki annemizi ziyaret için Silivri'ye gitmek zorunda kalmayalım’ dediler. Sonra, geçtiğimiz pazar günü, ‘Anne, salı günü Ekrem Başkan ve Mansur Başkan sana geçmiş olsun ziyaretine geleceklermiş. Aman anne, bu ziyaret basının daha da çok ilgisini çekecektir. Çok dikkatli konuşmak bak. Bir aileden Silivri'ye bir nöbetçi yeter’ dediler. ‘Hatta’ dediler, ‘Geçen seferki gibi düşündüklerini söyle, biz yazalım. Sen kontrol et. Yazılı bir metne bağlı kal ki, belagata kapılıp gitme Silivri'ye dek’ diye eklediler. Ben de dedim, ‘Evladım, emekli de olsa, hukukçuyum. Anayasanın 26. maddesi değişti mi? Düşüncelerimi, eleştirilerimi ifade edemez miyim?’ Dediler ki, ‘İfade edersin ama bunun bir bedeli olabilir. O bedel de Silivri'ye dek gitmene neden olabilir. Bizim zamanımızda ‘şaka gibi’ diye bir ifade yoktu. Ama şimdilerde var, öyle değil mi? Ve bu söylediklerim, gerçekten şaka, ama kötü bir şaka gibi değil mi?” 

“SİZLERDEN TÜRKİYE ADINA TEK BİR İSTEĞİM VAR”

“Ben, 1950’lilerin sonlarında İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okurken, Gazetecilik Enstitüsü’nün iki yıllık programından da mezun oldum. Ve o zamanın Vatan Gazetesi'nde, stajyer muhabir olarak çalıştım. Bağımsız yargı, bağımsız basının sağlıklı bir demokrasinin vazgeçilmez organları olduğunu bilirim. Demokrasinin organları, bağımsızlıklarını kaybettiklerinde, organ değil, araç haline gelirler. Neyse; en iyisi evlatlarımın uyarılarına kulak verip, daha fazla bir şey söylemeyelim. Sevgili Ekrem Başkan, Mansur Başkan, siz bana geçmiş olsun ziyaretine geldiniz, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Ama sizlere de geçmiş olsun. Ekrem Başkan, daha konuşmanız bitmemişti ki, hakkınızda soruşturma açıldı. Bildiğim kadarıyla yenileri de açılıyor. Aslında açılan soruşturmalara, hukuken bir tedbir olan tutuklamanın, cezalandırma aracına dönüştürülmüş olmasına bakınca, doğrusu bütün ülkeme geçmiş olsun. Sizlerden Türkiye adına tek bir isteğim var: Bir araya gelin, birlik olun, akıl ile bilim ile barış içinde, sağlıklı bir demokrasi için yürütmenin, yargının, yasamanın, bağımsız olduğu ve birbirini denetlediği bir sistem içinde, demokratik, laik, tam bağımsız Türkiye için çalışın.”

İMAMOĞLU’NDAN ANNE ÖZDAĞ’A SÖZ: “BİZ, HER TÜRLÜ BİR ARADAYIZ, HİÇ ENDİŞENİZ OLMASIN”

Bu satırlara, “Söz veriyoruz anneciğim, söz veriyoruz. Hiç endişeniz olmasın. Biz, her türlü bir aradayız. Hiç endişeniz olmasın” yanıtını veren İmamoğlu ve Yavaş, Özdağ’ın annesini ziyaretin ardından kameraların karşısına geçti. İlk değerlendirmeyi yapan Yavaş, “Daha önce ben, Ümit Özdağ'ı ziyaret imkanı bulmuştum. Bugün de evi ziyaret ederek, annesine de tekrar bir geçmiş olsun dedik. Hepinizin beklentisi hem de üstelik bir hukukçu olarak, tutukluluğu bir tedbir olması, delilleri karartma ihtimali olmaması nedeniyle mutlaka tahliye edilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bunların iktidara da zarar verdiğini düşünüyoruz. Haksız tutuklama olduğundan da şüphemiz yok. Bir an evvel kendisinin tahliye edilmesini hem ailesinin hem de partisinin başına geçmesini, ülke içinde kendi taleplerini, dileklerini bir an evvel toplumla diliyoruz. Ve kendisine buradan tekrar geçmiş olsun diyoruz” ifadelerini kullandı. 

“YARGININ İKTİDARIN BİR ALETİ GİBİ HAREKET ETTİĞİ HUSUSLAR, HEPİMİZİN CANINI YAKMAKTA

“Ne yazık ki haksız, hukuksuz yargılamaların, tutuklamaların, iddianamelerin gündemimizin ve günlerimizin normal akışının bir parçası günler, aylar yaşıyoruz” diyen İmamoğlu, “Çok üzücü. Memleketimizin çok derin sorunlarının olduğu bir dönemde; yargının siyasetin, iktidarın bir aleti gibi hareket ettiği hususlar, hepimizin canını yakmakta. Milletimizin huzurunu kaçırmakta. Elbette Türkiye'de bir siyasi partinin genel başkanın hukuksuz bir biçimde tutuklanması, sadece o siyasi partinin ya da genel başkan vekilinin ya da genel başkanının konusu değildir ve olamaz. Hepimizin konusudur. Çünkü bu, bir demokrasi ve hukuk sorunudur. Bu anlamda biz, elbette hem Ümit Özdağ'ın hem Zafer Partisi'nin yanındayız. Bu ülkede siyasetin özgür bir biçimde yapılması, ülkemizin kalkınması demektir” şeklinde konuştu. 

“GÖRÜŞME TALEPLERİMİZE 1 YILDAN BERİ OLUMLU CEVAP ALAMADIK”

Ziyaretle ilgili detayları basın mensuplarıyla paylaşan İmamoğlu, Ben de kendilerini Silivri'de ziyaret etme arzusunda oldum. Sadece onu değil, biliyorsunuz; belediye başkanlarımız var, basın mensubu dostlarımız var, benim çalışma arkadaşım Tayfun (Kahraman) var. Neredeyse bir yıla yakındır muhtelif kişilerle ilgili, muhtelif görüşme taleplerimize olumlu cevap alamadık. Tahmin ediyorum, Sayın Genel Başkan için de ya üç ya dört kez yazılı talep etmemize rağmen, bir dönüş alamadığımızı da ifade edeyim. Yine talep ettik yakın zamanda. Eğer görüşme talebimiz olumlu görünürse, hızlıca ziyaret edeceğiz. Bu hukuksuz uygulamanın da bence gereksiz uygulamanın da altını çizmek isterim. Umarım bir an önce özgürlüğüne kavuşur” dedi. 

“DİPLOMA” SORUSUNA YANIT: “BU YALANI ATANLARA EN ÜST SEVİYEDE DAVA SÜRECİNİ BAŞLATACAĞIM”

İmamoğlu ve Yavaş, gazetecilerin sorularını da Özdağ’ın annesinin evinin önünde yanıtladı. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu ile Yavaş’ın bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu: 

-    Sabah saatlerinde avukatlarınız, diplomaya ilişkin hukuki bir açıklama yaptılar. Hukuki yönden bir basın toplantısı yapıldı ama siz siyaseten neler söylemek istersiniz? 

“Evet, işte trajikomik olaylardan biri daha, bir diploma meselesi üzerinden… Açıkçası bu yalanı, bu iftirayı defalarca yaza, çizen ve bunu gündeme taşıyan insanlarla ilgili de en üst seviyede dava sürecini başlatacağımı da buradan ifade etmek isterim. Ve bu yalanı, bu iftirayı yazan insanların da davet edilmelerine rağmen, farklı bahanelerle, bugün bu süreci dinlememelerini, tamamen kasıtlı, uydurma… Ki biliyorsunuz; ‘evrakta sahtecilik’ten başladılar, sonra işte ‘diploması yok’ dediler, ardından başka başka hususlar… Farklı gerekçelerle uydurma işler… O kadar enteresan ki; 35 sene önce, 19 yaşında birinin, bir üniversiteden başka bir üniversiteye geçişi, ki tek başına bir kişinin değil, o günün yönetmeliği, genelgesi üzerinden binlerce insanın geçiş yaptığı bir dönemde, bir kişinin diploması üzerinden siyasi menfaat elde etme çabası… Bana, ‘gel ifade ver’ diyen, hem de çete soruşturmalarını yapan savcılığın örgütlü suç alanına davet edilmemin utanç verici sürecini yaşıyoruz.”

“PEKİ BUNUN MUHATABI KİMDİR?”

 

“Peki bunun muhatabı kimdir? O savcı mıdır? Değil. O gazeteciler midir? Değil. Bu da bugünün iktidarının, işte o az önce söylediğimiz, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü kirleten, lekeleyen tutum ve tavırlarının bir başka parçasıdır. Açıkçası, şükürler olsun ki, eğitim yaşamımız da çocukluğumuz da lise yaşamımız da iş yaşamımız da… Hep söylerim; anneme, babama, aileme, sonra bu milletimize… Her ortamda siyaset için de öyle söylüyorum… Tabii ki en başta inançlı insanlarız, Yaradan'a sığınarak, yani inancımıza mahcup olmamak, aileye mahcup olmamak gibi bir süreçle yorulmuş hayatımız var. Üniversiteden de çok arkadaşlarım var. Ben, üniversitedeki arkadaşlarımı çağırsam, miting yaparım. Ama adamın birisi, tavla oynayacak adam bulamaz. Yani tavla da biliyor mu bilmem. Çünkü üniversite okuyanlar, öyle ya da böyle ucundan da olsa tavla bilir. Bu kadar söyleyeceğim. Allah akıl versin, bu süreci yöneten ya da bu süreci taşıyan herkese.”

“LÜTFÜ SAVAŞ” SORUSUNA YANIT: “NE KENDİSİNİ NE AÇTIĞI DAVAYI MUHATAP KABUL ETMEDİĞİM GİBİ, ONUNLA İLGİLİ HİÇBİR SORUYA DA CEVAP VERMEYECEĞİM”

-    Bir yandan da kurultay soruşturması sürüyor. Bugün Lütfü Savaş da ifade verdi Ankara Adliyesi'nde. Peşinden hem sizin hem de Genel Başkanınız Özgür Özel hakkında bir suç duyurusunda bulundu. Haberiniz var mı? Neler söylemek istersiniz?

“Makul seviyede hukukumuza, aile münasebeti kurduğumuz insanların bugünkü tutum ve tavırlarına, dönemsel, ruhsal anlamda sorgulanması gereken bir saha olarak bakıyorum. Aile ve o kurduğumuz ve içinde eşlerimiz, insanların olduğu bir diyalog ve ilişki zemininden ötürü ne kendisini ne açtığı davayı muhatap kabul etmediğim gibi, onunla ilgili hiçbir soruya da cevap vermeyeceğim.”

“ÖN SEÇİM” SORUSUNA YANIT

YAVAŞ: ASLA VE ASLA PARTİDE BÖLÜNMÜŞLÜK, AYRILIK VEYA BU TÜR FİTNELERE HİÇBİR ZAMAN MEYDAN VERMEYECEĞİZ

İMAMOĞLU: “BU MEMLEKETİN İYİ OLMASI İÇİN ELİMİZDEN GELEN HER ŞEYİ YAPACAĞIZ”

-    Sayın İmamoğlu ve Sayın Yavaş, ikinize de sormak istiyorum. Bu ön seçim tartışmasıyla birlikte bir tartışma olduğu, aranızda, aralarınızda fikir ayrılığı olduğu belirtildi. Sayın Yavaş, siz zaten İmamoğlu'yla görüştüğünüzü söylemiştiniz, “Bir bölünmüşlük içerisinde olmayacağız” demiştiniz. O görüşmeden sonra ilk defa bir araya geliyorsunuz. Bu tartışmalar için neler söylersiniz? 

Yavaş: “İlk defa bir araya geliyoruz ama görüşmemize engel değil. İlle yan yana gelmemiz gerekmiyor. Ön seçim yapılacak. Biz de kendisine başarılar diliyoruz. Ama ben, katılmayacağımı söylemiştim. Bundan sonraki süreci hep beraber götüreceğiz. Ama daha önce de söylediğim gibi, asla ve asla partide bölünmüşlük, ayrılık veya bu tür fitnelere hiçbir zaman meydan vermeyeceğiz. İnşallah güzel günler hepimizi bekliyor. Bakalım ne olacak?”

İmamoğlu: “Başkanım, bir aradayız zaten. Yani biz, bir arada oluruz. Yani şöyle söyleyeyim; defalarca Ankara'ya geldiğimde de zaten Başkanımızı ziyaret ettim. O da İstanbul'a geldiğinde arıyor, görüşüyoruz. Bizim bu kadar aslında demokrat bir ortamda siyaset yaptığımızın bir göstergesi. Yani fikir ayrılığı olması kadar doğal bir şey olamaz. Ama sonuçta bir partinin mensuplarıyız ve o partinin aldığı kararlar, sürece dair yol haritamızı çizer. Bundan sonra da iş birliği ve yol birliği içerisinde, Allah'ın izniyle, hani bizim memlekete dair bir davamız var. Hep beraber o dava üzerine yoğunlaşıyoruz. Bu memleketin iyi olması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Hiç kimsenin, başta Mansur Başkanımızın, bütün fertlerimizin partide, Genel Başkanımızın, hiç kimsenin bir bireysel menfaat üzerine değil, bireysel makam, mevki üzerine değil, millet menfaati ve ülkemizin geleceği üzerinden adımlar atıyoruz. Bu bağlamda her adımı, her süreci, her düşünceyi, her faaliyeti de birlikte konuşarak, birlikte yürüterek takip ediyoruz ve yürüteceğiz. Allah, yolumuzu açık etsin. Memleketimizin geleceği güzel olsun. Milletimizin geleceği güzel olsun. Özellikle de çocuklarımızın ve gençlerimizin umutları yüksek olsun. Baktığımız tek şey budur. Çok güzel bir Ankara günü. Biraz soğuk da olsa duygular çok sıcak. Açıkçası ben terlemeye başladım yani. Her şey çok güzel olacak.”

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve medyakorkusuz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami sohbetler omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat