Gazete duvarın haberine göre;

İsrail güçlerinin cumartesi gecesinden bu yana Suriye'ye onlarca hava saldırısı düzenlediği bildirildi. İsrail'in saldırıları, Başbakan Benjamin Netanyahu hükümetinin Golan Tepeleri'nde yasadışı yerleşim birimlerinin genişletilmesine ilişkin 'teşvik planını' onaylamasının ve Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Muhammed El Colani'nin (Ahmed El Şara) 'İsrail ile çatışma ile ilgilenmediklerini' açıklamasının ardından geldi.

The Guardian gazetesinin aktardığına göre, Colani, Suriye devlet basınına yaptığı açıklamada, "İranlıların ayrılmasından sonra Suriye'de herhangi bir yabancı müdahale için herhangi bir mazeret yok. İsrail ile çatışmaya girme sürecinde değiliz" dedi. İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını meşrulaştırmak için yanlış mazeretler öne sürdüğünü söyleyen Colani, Suriye'de Beşar Esad yönetiminin devrilmesinden sonra yeniden inşaya odaklanılan ülkede yeni çatışmalara girmekle ilgilenmediklerini belirtti. Colani, istikrarı sağlamanın tek yolunun 'yanlış değerlendirilmiş askeri maceralardan' ziyade 'diplomatik çözümlerden' geçtiğini ifade etti. Colani, "İsrail'in savları, zayıfladı ve son ihlallerini artık meşrulaştırmıyor. İsrailliler, açık bir şekilde Suriye'de angajman çizgisini aştı; bu da bölgede haksız ve yersiz bir tırmanma tehlikesini beraberinde getiriyor... Yıllarca devam eden çatışma ve savaşın ardından Suriye'nin savaştan yorulmuş hali, yeni çatışmalara izin vermiyor. Bu aşamada öncelik, yeniden inşa ve istikrar, daha fazla yıkıma yol açabilecek tartışmalara çekilmek değil" dedi.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) paylaştığı bilgilere göre, İsrail güçleri, cumartesi akşam saatlerinde beş saatten kısa bir süre içinde Suriye'deki askeri alanlara 61 füze ateşledi. Söz konusu hava saldırılarının Esad'a bağlı Suriye ordusu ile ilişkilendirilen üsleri, ağır silahları ve alanları hedef aldığı ve Lazkiye limanındaki donanma güçlerini yok ettiği ileri sürüldü. SOHR, bir başka açıklamasında ise İsrail savaş uçaklarının Hama'daki 107'nci Askeri Karargahı'ndaki füze fırlatıcıları ile Tartus kırsalındaki silah depolarını hedef aldığını, buradaki saldırılarda herhangi bir can kaybı ya da yaralanma rapor edilmediğini, bu iki bölgeye saldırılar öncesinde ise İsrail güçlerinin Deyr el Zor Askeri Havalimanı'ndaki radarlara hava saldırısı düzenlediğini belirtti. 

AA da İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırılarının Lazkiye ve Tartus illerinde çok sayıda askeri noktayı hedef aldığını yazdı. AA'nın haberinde, şöyle denildi: "Uçak gözlemevinden alınan bilgiye göre, İsrail'e ait savaş uçakları, ülkenin batısındaki Lazkiye ve Tartus illerinde çok sayıda askeri noktayı hava saldırılarıyla hedef aldı. Lazkiye ve Tartus'taki, 32'nci Hava Savunma Alayı, 107'nci Askeri Karargah ile Hıreysun, Harab, Mıserhin ve Ballutiyye köylerindeki askeri karargahlara ve mühimmat depolarına saldırılar yapıldı. Tartus'ta yer alan Hıreysun köyüne düzenlenen saldırıda şiddetli patlamalar meydana geldi."

ABD'nin The New York Times (NYT) gazetesi de saldırılara ilişkin haberinde, İsrail'in cumartesi gecesinden bu yana komşusu Suriye'ye 75 saldırı düzenlediğini, söz konusu saldırıların başkent Şam yakınları ile Hama ve Humus'u hedef aldığını yazdı. 

Öte yandan, İsrail'de hükümet, Esad yönetiminin yıkılmasıyla işgalini ilerlettiği Golan Tepeleri'nde yasadışı yerleşimlerin genişletilmesine ilişkin 'teşvik planını' onayladı.

AA'nın aktardığına göre, İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan yazılı açıklamada, uluslararası hukuka göre Suriye toprağı sayılan Golan Tepeleri'ndeki işgalini genişleten Tel Aviv yönetiminin bölgede 'demografik büyümeyi teşvik planını' onayladığı ifade edildi. 

Açıklamada, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun 'savaş ve Suriye'ye bakan yeni cepheyi göz önünde tutarak Golan'daki İsrail nüfusunu iki katına çıkarma arzusuyla hareket ettiği' belirtildi. İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde ve aynı bölgedeki Katsrin yasadışı yerleşimindeki 'demografik büyümeyi teşvik planına' 40 milyon şekel (yaklaşık 11.2 milyon dolar) ayrılacağı belirtilen açıklamada, Netanyahu'nun "Golan'ın güçlenmesi İsrail'in güçlenmesidir. Bu, şu dönemde özellikle önemlidir" ifadelerine yer verildi.

İsrail hükümetinin aldığı bu karara ise Arap ülkelerinden tepki geldi. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Tel Aviv hükümetinin Golan Tepeleri'nde yerleşim yerlerini genişletme kararını kınayarak bunun bölgede daha fazla gerginlik ve tırmanışa yol açacağını kaydetti.

BAE Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, bu kararın işgalin kalıcı hale getirilmesi ve uluslararası hukuk ile yasaların ihlali anlamına geldiği belirtildi. Bakanlık, açıklamasında, "BAE, Suriye'nin birliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne verdiği önemi bir kez daha teyit etmektedir" ifadeleri kullanıldı. Bakanlık, işgal altındaki Golan Tepeleri'nin yasal statüsünü değiştirmeyi hedefleyen ve Suriye'nin güvenliğini, egemenliğini ve istikrarını tehdit eden tüm uygulama ve faaliyetlere kesinlikle karşı olduğunu bildirdi.

Suudi Arabistan da İsrail hükümetinin bu kararını kınayan bir açıklama yaptı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in bu adımını "Suriye’nin güvenliğini yeniden kazanma çabalarını baltalamak" olarak nitelendirdi ve Golan’ın, Suriye’ye ait Arap toprağı olduğunu belirtti. Katar da İsrail'deki Benjamin Netanyahu hükümetinin Golan Tepeleri'nde yerleşim yerlerini genişletme kararını kınayarak, İsrail'in söz konusu adımını Suriye topraklarına yönelik yeni bir saldırı olarak değerlendirdi. Katar Dışişleri Bakanlığı, uluslararası topluma, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını durdurması ve uluslararası kararlara uyması için yasal ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yaptı.

Irak Dışişleri Bakanlığı da İsrail'in Golan Tepeleri'nde yerleşim yerlerini genişletme kararını kınadı. Kararın,uluslararası hukukun ve meşruiyet kararlarının açık bir ihlali olduğu kaydedilen açıklamada, Irak'ın, Suriye'nin toprakları üzerindeki tam egemenliğini yeniden kazanma haklarına dair sabit ve destekleyici tutumunu teyit ettiği belirtildi.

Öte yandan, Türkiye'nin ardından Katar'ın da Şam Büyükelçiliği'ni yarın yeniden açacağı bildirildi. Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, yaklaşık 13 yıl aradan sonra, 2011 yılında tamamen kesilen diplomatik ilişkilerin ardından Şam'daki büyükelçiliğin salı günü yeniden faaliyetlerine başlayacağı bildirildi. Açıklamada, Halife Abdullah Al Mahmud'un maslahatgüzar olarak atandığı bilgisi verildi.

Bu adımın Katar’ın 'Suriye halkının özgürlük, onurlu bir yaşam ve sosyal adalet taleplerini destekleyen ilkesel duruşunun' bir göstergesi olduğu vurgulanan açıklamada, Doha'nın 'eski rejimin Suriye halkına yönelik baskıcı politikalarını kesin bir şekilde reddettiği' ifade edildi.

Büyükelçiliğin yeniden faaliyete başlamasının Suriye halkını destekleme ve insani yardım çabalarını artırma amacı taşıdığı aktarılan açıklamada, Katar Devleti'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve istikrarını garanti altına alacak bir siyasi geçiş sürecinin gerçekleştirilmesine yönelik bölgesel ve uluslararası çabaların güçlendirilmesine etkin bir şekilde katkıda bulunma konusundaki kararlılığı dile getirildi.

Bakanlığın açıklamasında ayrıca, "Bakanlık, Suriye'nin kardeş halkının güvenlik, istikrar, kalkınma ve refah konusundaki beklentilerini karşılayacak bir geleceğe doğru ilerlemesini sağlamaya yönelik taahhüdünü yineledi" ifadelerine yer verildi.