Kolajenini seven kaçınsın

Cildinizle biraz ilgileniyorsanız kolajen üretiminin önemini bilirsiniz. Vücuttaki diğer yerlerin yanısıra, derinin birincil yapısal proteini olarak görev yaptığı dermiste bol miktarda kolojen bulunur. Cilt fonksiyonundaki rolü, cilt bariyerini sağlam, güçlü, kalkık ve pürüzsüz tutmaktır. Kolajen olmadan ciltte ince çizgiler oluşur, sarkmalar görülür, cilt elastikiyetini kaybeder ve daha ince görünür.

 

Acı gerçek şu ki yaşlandıkça kolajen kaybederiz: 20’li yaşlarımızın bir noktasından itibaren kolajen üretme hızımız ve doğal kolajen seviyemiz yavaş yavaş düşmeye başlar (Yılda yaklaşık yüzde 1-2 oranında). Kolajen zayıflaması menopoz sırasında ve sonrasında hızlanır.

 

 

Kolajen kaybı iç ve dış faktörlerle daha da kötüleşebilir. Bir miktar kayıp doğal ve kaçınılmaz olsa da belirli yaşam tarzı seçimleri ve cilt bakımı alışkanlıkları, kolajeni daha hızlı kaybetmenize yol açabilir. Ve bu faktörlerin çoğu, birçok insan için ortak günlük alışkanlıklar.

Kolajen kaybının daha az bilinen nedenleri şöyle:

 

1. Yetersiz uyku

Yeteri kadar uyumamak, cilt görünümü üzerinde anında etki gösterilor. Bunu sadece bir veya iki huzursuz geceden sonra aynaya baktığınızda dahi fark edebilirsiniz. Koyu göz altı halkaları daha belirgindir, cilt rengi daha mat görünür ve cilt nemsizdir. Bunlar görünenler. Yüzeyin altında olup bitenlerse daha endişe verici!

 

Yetersiz uyku, oksidatif strese neden olabilir ve antioksidan savunmanızı azaltabilir, bu da vücudu ve cildi hasara karşı savunmasız hale getirebilir. Ayrıca uykusuzluk, kolajeni parçalayan kortizolün (ünlü stres hormonu) artmasına da neden olur.

Tüm bunlar uykuyu önceliklendirmeniz için yeterli değilse bir bilgi daha paylaşalım: Araştırmalar vücudumuzun REM döngüsü sırasında kolajeni yeniden inşa ettiğini gösteriyor.

2. Yetersiz amino asit

Proteinleri (cildin birincil proteinleri kolajen, elastin ve keratin gibi) yapmak için vücuda yapı taşlarını, yani amino asitleri sağlamamız gerekir.

 

Mindbodygreen’e göre diyetisyen Lisa Hayim amino asit tüketimi için şunları söylüyor: “Proteinleri gıda yoluyla tükettiğimizde, vücudumuz onları vücudun ihtiyaç duyduğu proteinleri yapmak için yeniden kullanılabilen amino asitlere parçalıyor.”

Kolajen üretimi için önemli olan yalnızca amino asitler de değil. Vücudun kolajen üretim sürecine yardımcı diğer besinlere de ihtiyacı var. Yani: C ve E vitaminleri. Araştırmalar özellikle C vitamininin kolajen üretimini desteklediğini ve stabilitesini yönetmeye yaradığını göstermekte.

 

3. Haddinden fazla şeker

Genellikle şeker, basit karbonhidrat ve işlenmiş et oranı yüksek beslenme planları içeren inflamatuar diyetler vücuda zarar verir. Enflamatuar gıdalar serbest radikalleri, oksidatif stresi ve bağırsak sorunlarını tetikler ve sonuçta kolajen kaybı da dahil olmak üzere doku hasarına yol açabilir. Özellikle şeker, kolajen için bir sorun.

Sonuç olarak optimal kolajen üretiminde pek çok faktör rol oynar. İyi haber şu ki bunların çoğu sizin kontrolünüzde. Güneşten korunma ve tutarlı bir cilt bakımının yanısıra bu yaşam tarzı alışkanlıkları, doğal kolajen üretiminizin yaşamınız boyunca güçlü kalmasını sağlayabilir.