Eğitimciler “Fikrimiz alınmadı” diyerek ‘DEVLET ADETA SİGORTASIZ İŞÇİ ÇALIŞTIRACAK’

Eğitimcilerin “Fikrimiz alınmadı” diyerek karşı çıktığı, Meclis Parkı’nda “Geri çekilsin’ diye nöbet tuttuğu, Milli Eğitim Bakanlığı önünde “İstemiyoruz” diye basın açıklamaları yaptığı tartışmalı Öğretmenlik Meslek Yasası Teklifi (ÖMK) Meclis’ten geçerek yasalaştı. Eğitimciler yasanın kendilerine ve mesleklerine bir şey kazandıracağını düşünmüyor. Bu çerçevede; yasanın eksikliklerini Eğitimci Maksut Balmuk ile konuştuk. Balmuk, “ÖMK’de öğretmen yoktur. Bakan beyin her ay toplantı yaptığı öğretmenler odasında konuşulan sorunlar da yoktur. Düzenlenmesi adeta zorunlu olan konular ve bunlara ilaveten idareyi siyaseten ve yönetimsel olarak rahatlatacak konular vardır. Bu konular öğretmenlerin üzerinde sopa olarak duracaktır” dedi.

 

 

‘KIDEME GÖRE ARTIŞ’

Yasada bulunan kariyer basamaklarının öğretmenler nezdinde karşılığı olmadığını söyleyen Balmuk, “Uzman/başöğretmen olduğu için gurur duyan öğretmene rastlanmadı. Uzman/baş öğretmenliğin tek esprisinin maaşa sağladığı ek gelirden ibarettir. Bu durum 2007 yılından beri test edildiği halde halen ısrar edilmektedir. Öğretmenler kıdemlerine göre maaş artışını talep etmektedir. Bunun için de apolete/unvana ihtiyaç yoktur. Üstelik maaşlardaki bu artışın emekliliğe hiçbir katkısı da yok. Çalışırken ek ders, başöğretmenlik dahil 55-60 bin TL’ye kadar geliri olabilen bir öğretmen, emekli olduğunda 27 bin TL civarında, yoksulluk sınırı altında bir gelir ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu hak kaybı da öğretmenlikle ilgili meslek kanununda düzenlenmeliydi” dedi.

 ‘LİYAKATİ ESAS ALAN DÜZENLEME YOK’

Öğretmenlerin merkezi sınav görevlerinin isteğe bağlı iken bu yasa ile adeta zorunlu hale getirilmekte olduğunu ifade eden Balmuk, “Bu kanunda yöneticiliğe teşvik ya da yöneticiliği objektif hale getirecek, liyakati esas alacak bir düzenleme de yoktur. Bu yasa okul öncesi/sınıf öğretmeni ile branş öğretmeni arasındaki farklılığı da ortadan kaldırmıyor. Branş öğretmenlerinin 15 olan maaş karşılığı okul öncesi/sınıf öğretmenlerinde 18 saat olduğu ve yıllardır bu sorun dile getirildiği halde bir düzenleme yoktur mesela. Okul öncesi eğitimin zorunlu olmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi ders saatine ilişkin de ek bir düzenleme yoktur. Özel eğitim gereksinimi olan çocuklarımızı zor koşullarca eğitmeye çalışan özel eğitim öğretmenleri teneffüslerde dahi çocukların başında durmak zorunda bırakılmaktadırlar fakat bu öğretmenlerimize yönelik de ek bir düzenleme yoktur bu yasada. Boş geçen dersleri dolduran nöbetçi öğretmenlerin bu görevlerine ilişkin de bir düzenleme bulunmamaktadır bu yasada” değerlendirmelerinde bulundu.

 

 

‘İZAHI OLABİLİR Mİ?’

Yasada öğretmene kira yardımı, yemek yardımı gibi hiçbir konuda desteğin bulunmadığına dikkat çeken Bulmuk, “Örneğin bir sınıf öğretmeni ders saatine bağlı ek ders ücretini haftalık 15 saat olarak almakta iken dini bayram ya da hastalık nedeniyle bir gün okula gelmese 8 saat, iki gün gelmese 1 saat, üç gün gelmese 1 saat ücret alacak, 4 ya da 5 gün gelmese hiç ücret alamayacaktır. Bir hafta boyunca hiç göreve gelemeyen ile 3 gün gelenin aynı ücreti almasının izahı olabilir mi?  İşte buradaki adaletsizliğin giderilmesi beklenirken yasada bu yönde de bir madde bulunmamaktadır. Son yıllarda yılda bir kez olmak üzere Eylül 2024’de 4 bin 54 TL olarak ödenen eğitime hazırlık ödeneği için bir maaş beklentisi varken kanunda bu yönde de en küçük düzenleme yoktur” ifadelerini kullandı.

‘TABAN AYLIK TALEBİ YOK’

Özel okul öğretmenlerinin geçmişte olduğu gibi “MEB’de çalışan emsal öğretmenden az maaş verilemez” şeklindeki taban aylık taleplerinin de yasada olmadığına vurgu yapan Balmuk, “Yüksek Lisans/doktora yapmış öğretmenlere ek ders ücreti yüzde 25/40 şeklinde ve tüm ücrete yansıtılarak ödenmekte iken 2006 yılında mevzuattan çıkarılmış, günümüzde ise toplu sözleşme gereği yüzde 7/20 olarak ve sadece fiilen ders kısıtlaması ile uygulanmaktadır. Bu konuda da bir düzenleme yoktur maalesef yasada. Öğretmenlerin hatta diğer kamu emekçilerine de emsal olacak şekilde doğum izinlerinin arttırılması talepleri de yoktur bu yasada. Kendini geliştirmek isteyen lisansüstü eğitim alan öğretmenlere izin verilmesi de yasada yer almamış" dedi.

 

 

 

‘SORUNLARI ÇÖZMEYE YÖNELİK MADDE YOK’

Balmuk son olarak şunları söyledi: “Bu ve benzeri bir çok sorunla yıllardır ve her gün karşı kaşıya kalan öğretmenlerin adını taşıyan Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nda maalesef sorunları çözmeye yönelik maddeler bulunmamaktadır. Bir meslek kanunundan, ilgili meslek ile ilgili muğlak konuların çözülmesi, tüm hak ve sorumlukların düzenlenmesi beklenir. ÖMK bu özelliğe sahip bir kanun olmadığından bir meslek kanunu olmaktan uzaktır.”

 ‘DEVLET ADETA SİGORTASIZ İŞÇİ ÇALIŞTIRACAK’

Yasa ile mülakatın kaldırılmakta olduğunu fakat akademi eğitiminin geldiğini anımsatan Maksut  Balmuk, “Üniversite diploması adeta yok sayılmaktadır. Akademiye gidecek aday öğretmene verilecek ücretle bırakın barınmayı yemek masrafını karşılamak dahi mümkün değildir. Üstelik devlet adeta sigortasız işçi çalıştıracaktır. İşte bu noktası da yanlıştır ÖMK’nin. Asgari ücretin altında ücretle tamamen keyfi görevlendirmelerin söz konusu olduğu ücretli öğretmenlik kaldırılmamaktadır. İşte öğretmenlerin meslek kanununda bu durum da düzenlenmeliydi. Öğretmenlerin yıllardır biriken sorunlarına da neşter vurmuyor bu kanun ama idarenin elini rahatlatmak için norm fazlası olan öğretmeni il içinde resen atamayı düzenlemektedir. Böylece geçmişte bu şekilde yapılan atamalarda dava açan öğretmenlerin dayanaklarını da ortadan kaldırmaktadır bu yasa” diye konuştu.